CHP’li ilçe belediye başkanları ve İBB yöneticileriyle birlikte kameraların karşısına geçen Aslan, gözaltılar ve Kanal İstanbul projesi arasındaki bağlantıya dikkat çekti. İSKİ Genel Müdürü Doç. Dr. Şafak Başa ve arkadaşlarının, Sazlıdere Barajı havzasında yoğunlaşan kontrolsüz yapılaşmaya karşı etkin önlemler almak için çalıştığının altını çizen Aslan, “Şehircilik, altyapı ve afet yönetimi gibi İstanbul için hayati önemdeki alanlarda çalışan ekiplerimizin bu şekilde hedef alınmasından derin bir üzüntü duyuyoruz. Gelecekte Sazlıdere’yi tehdit eden projelere karşı, şehrin su güvenliğini savunuyorlardı. Sazlıdere Barajı, İstanbul’un bugünü için çok önemli olduğu gibi, Kanal İstanbul gibi tartışmalı projelerin hayata geçirilmesi durumunda yok olma riski de taşıyan stratejik bir su kaynağıdır. Bu çabaların sekteye uğratılması, İstanbul’un su hakkı ve çevresel geleceği açısından kaygı verici bir tablo oluşturmaktadır” şeklinde konuştu.

“Bu gelişmeler, yalnızca bireysel mağduriyetlere yol açmamakta, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin kurumsal işleyişine ve şehir halkına sunulan hizmetlere de zarar vermektedir” diyen Aslan, “Sabah erken saatlerde gerçekleştirilen gözaltı işlemleri, aileler üzerinde de ağır travmatik etkiler yaratmaktadır. Oysa bu kamu görevlilerinin tümü, çağrıldıklarında ifade vermeye hazır sorumluluk sahibi bireylerdir. Biz, İstanbul Büyükşehir Belediyesi olarak, gözaltına alınan yöneticilerimizin ailelerinin yanındayız. Kurum olarak desteğimiz tamdır” ifadelerini kullandı.

Aslan, İBB’nin Saraçhane’deki ana yerleşkesinde yaptığı açıklamada şunları söyledi:

“19 Mart tarihinde, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Ekrem İmamoğlu ve çalışma arkadaşları gözaltına alınmış, ardından tutuklanmışlardı. Bu sabah da belediyemizin çeşitli birimlerinde görev yapan yöneticilerimiz ve uzman kadrolarımız hakkında gözaltı kararları uygulandı. Şehircilik, altyapı ve afet yönetimi gibi İstanbul için hayati önemdeki alanlarda çalışan ekiplerimizin bu şekilde hedef alınmasından derin bir üzüntü duyuyoruz. Bu arkadaşlarımız, görevlerini tamamen yasal çerçevede ve kamu yararı gözeterek yürüten arkadaşlarımızdır. Bu gelişmeler, yalnızca bireysel mağduriyetlere yol açmamakta, İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin kurumsal işleyişine ve şehir halkına sunulan hizmetlere de zarar vermektedir. Sabah erken saatlerde gerçekleştirilen gözaltı işlemleri, aileler üzerinde de ağır travmatik etkiler yaratmaktadır. Oysa bu kamu görevlilerinin tümü, çağrıldıklarında ifade vermeye hazır sorumluluk sahibi bireylerdir. Biz, İstanbul Büyükşehir Belediyesi olarak, gözaltına alınan yöneticilerimizin ailelerinin yanındayız. Kurum olarak desteğimiz tamdır.”